Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2. Bilimsel Bir Girişim Olarak Tarihin Sonu mu?

Aşağa gitmek

2. Bilimsel Bir Girişim Olarak Tarihin Sonu mu? Empty 2. Bilimsel Bir Girişim Olarak Tarihin Sonu mu?

Mesaj  Red_Rose Ptsi Mart 03, 2008 10:55 pm

20. yüzyılda tarihsel çalışmalara ilişkin araştırmamız, tarihsel nesnelliğe yönelik “soylu düşlerin”Cool gözden düşmesinin, ciddi tarihsel araştırma da kesinlikle bir gerilemeye yol açmamış olduğunu göstermeye çalıştı. Bunun yerine, tarihsel araştırma, yaklaşımlarda bir çeşitlenmeye ve sık sık da bilimsel karmaşıklıkta bir gelişmeye doğru ilerledi. Belirli şeyler gittikçe artan bir biçimde açıklık kazandı. Profesyonel tarihçilerin Ranke’den sonra benimsedikleri, kaynakların içine gömülmenin geçmişin gerçeklikle örtüşen bir algılamasını sağlayacağı güvencesi çoktandır değişti.



Gelgelelim, tarihçiler, Ranke’ye ve meslektaşlarına da esin vermiş olan tarihsel dürüstlüğe yönelik temel dürtülerinden vazgeçmediler. Son dönemlerde tarihçiler gittikçe artan ölçülerde nesnelliğin sınırlarını kabul ettikçe, bazı yönlerden dürüstlüklerini gölgeleyen tarafgirliklerin, nesnel bilginin mümkün olduğu yanılsaması altında çalışmış olan Rankeci geleneğin “bilimsel” ekolüne mensup tarihçilerden daha da çok farkına varmaya başladılar. Pek çok yönden, bir “zanaat” olarak tarih, daha eski tarihin de dayandığı metodolojik prosedürlerin birçoğunu alıkoymuştur. Tarihçi hâlâ kendi kaynaklarıyla sınırlıdır ve bunlara yaklaşırken kullandığı eleştirel aygıt pek çok yönden aynı kalmıştır. Bununla birlikte, artık bu kaynaklara daha ihtiyatlı bakıyoruz. Bunların gerçekliği doğrudan doğruya ortaya koymadığını, bizzat onların da bu gerçeklikleri ister istemez değil, fakat bilimsel bulgular ve bilimsel bir söylemin kılavuzluğunda yeniden kuran birer anlatısal yapıntı olduklarının daha çok farkındayız.



Tarihsel araştırmaların alanı son yirmi otuz yıldır çarpıcı bir biçimde genişlemiştir; bu genişleme yalnız araştırılan grup ve bireyler açısından değil, aynı zamanda tarihçiyi ilgilendiren tema ve sorunlarda da gerçekleşmiştir. Genellikle yaşamın varoluşsal yönlerine temas eden temalar, görmüş olduğumuz gibi, gayri şahsi çözümleme kategorilerine tabi tutuldukları zaman niteliksel yönlerini yitiren anlamlı ilişkilerin yorumlanmasına yeni bir vurgu getiren yeni bilimsel stratejileri gerektirmektedir. İşte burada işin içine imgelem ve empati girer; ama bu, Natalie Davis’in altını çizdiği gibi, kendine “geçmişin sesleri”ni kılavuz alan bir imgelemdir. (9)



Bilimsel akılcılığa yönelik eleştirel tutum, bazı tarihçileri, tarih ile kurgu arasındaki bütün temel farkları yadsımaya yöneltti. Çeşitli yazarlar, tarihin mitten ayırt edilemez olduğunu ve tarihsel araştırmaların profesyonelleşmesinden itibaren, tarihçilerin araştırma adına retoriği feda etmelerinin, tersine çevrilmesi gereken bir yanılgı olduğunu ileri sürdüler.(10) Frank Ankersmit, tarihçilerin kendi söylemlerinin eğretilemeli olduğunu ve tutarlılığın “gerçek”ten değil, “onun hakkında konuşurken kullandığımız dil”den kaynaklandığını içtenlikle kabul etmeleri gerektiğini öne sürdü. (11) Peter Novick, benim kanımca haklı olarak, tarihte nesnelliğin ulaşılmaz olduğunu belirtti; tarihçi akla uygun olandan fazlasını ümit edemez. (12) Fakat açıktır ki, akla uygunluk, tarihsel anlatının keyfi olarak icat edilmesine dayanmaz, aslında akla uygun olanın ne olduğunu belirlemekle ilgili akılcı stratejiler gerektirir. Tarihçinin bu gerçekliğe yaklaştığı süreç ne denli karmaşık ve dolaylı olursa olsun, tarihsel anlatının bir tarihsel gerçeklikle bağdaşması gerektiğini kabul eder. Dolayısıyla, her ne kadar birçok tarihçi çağdaş dilbilim, göstergebilim ve edebiyat kuramlarını ciddiye almaktaysa da, uygulamada, çalıştıkları metinlerin gerçeklikle hiçbir ilişkisi bulunmadığı düşüncesini kabul etmemişlerdir. Elbette her tarihsel anlatı bir yapıntıdır, ama tarihçi ile geçmiş arasındaki bir diyalogdan doğan bir yapıntı, boşlukta değil, akla uygunluk ölçütlerini paylaşan sorgulayıcı zihinlerden oluşan bir topluluk içinde ortaya çıkar.

Red_Rose

Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 03/03/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz